No menu items!
6 Kasım 2024

Limon İhracatını Kısıtlamak, Tarım Kredi Marketleri Açmak Enflasyonu Düşürmez

Başlıklarımızdan

Çiftçi de biliyordu ki; eski alışkanlıklarından vazgeçmez, gelişime ayak uydurmaz ve değişime direnirse varlığını sürdüremeyecek.

Teknolojide ortaya çıkan gelişmeler, üretim tekniklerinin değişmesi, tüketicinin tercihleri turunçgil üreticisi çiftçiyi de derinden etkiledi. Artık babadan oğula, sonra toruna intikal eden bahçecilik sistemi yerine, bahçedeki ürün çeşitlerinin zaman zaman değişeceği bir sisteme geçildi.

Üretimin sadece fidan dikmekle bitmeyeceği biliniyordu. Toprağın üstü kadar altı da işlendi. Drenaj sistemleri, toprak havalandırma usulleri hayata geçirildi. Güney-kuzey rüzgarlarına göre sırtlar oluşturuldu. Sırtlar üzerine sık dikim, yarı bodur, yüksek verimli, virüsten ari fidanlar dikildi. Mümkün olduğunca az kişi ile toprağın işlenmesi için gerekli ve ağaç bakımında kullanılacak ekipmanlar temin edildi. Sulama ve rüzgar sistemleri hayata geçirildi. Hava şartlarının gerektirdiği tüm otomasyon sistemler bahçelere yerleştirildi.

Bunlarla da yetinilmedi; tüketicinin  tercihlerine göre, ıslah edilmiş  çeşitlerle  farklı zamanlarda hasat edilebilecek türler tercih edildi.  Ürün çeşidinde tat, aroma ve lezzet dikkate alındı. Özellikle narenciye ürünlerinde kolay soyulabilir, çekirdeksiz türler tercih edilmeye başlandı. Bazen sofra için, bazen sanayi için üretim tipi belirlendi.

İhracat yapılan ürünler için dış taleplerin tercihleri dikkate alındı. Üretim modeli buna göre kurgulandı. Üretimin bir bölümü iç pazara yönelikken, önemli bir bölümü de dış pazar istek ve tercihlerine göre belirlendi.

Limon ihracatına kısıtlama

Üretimde bunlar olur ama, tarımın düzenleyicilerinin başka gerçekleri vardır. Üretimdeki gerçekler düşünülmez. Üretici ve ihracatcıya hiç danışılmadan limon ihracatına kısıtlama getiren ve ihracatın Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ön iznine bağlayan 7 Nisan 2020 tarihli Ticaret Bakanlığı’nın tebliği yayımlanır.

Aslında herkes biliyordu ki; pandemi koşulları bahane edilerek turunçgil ihracatına getirilen kısıtlamanın gerçek sebebi enflasyondu. İhracatı kısıtlamanın dış pazarlarda yaratacağı sorunları düşünmeden alınan bu kararla iç pazarda turunçgil fiyatlarını düşürmek ve piyasaya ucuz ve bol miktarda mal sunmak, bu yolla enflasyonu dizginlemek amaçlanıyordu.

Kısıtlama tedbirlerinin devreye girmesinden ve Rusya’ya limon ihracatının durmasından sonra fark edilir ki, ortaya çıkan durum Türk İhracatçısı için büyük bir acı ve mahcubiyettir.

O güne kadar, Türk İhracatçısı Rusya’daki dağıtım depolarından, hallere, market zincirlerinden, pazarlara kadar tüm alanın en önemli tedarikçisiyken; aylar öncesinden kurulan bağlantıların, tedarik için verilen sözlerin yerine getirilememesi aslında gerçek etkisini Rusya limon tüketim pazarında gösterir. Kısıtlamaya hazırlıksız yakalanan ve ürün temininde zorlanan Rusya pazarı tüketicisinin ihtiyacını karşılamak için alternatif pazarlar arar.

Kısa süre içerisinde Çin, Fas ve Arjantin gibi üretici ülkelerden hem kalitesiz, hem de yüksek maliyetli limonlar temin ederlerse de; ulaşım maliyetleri ve diğer birçok etkenler büyük zararları da beraberinde getirir. Sonuç; bağlantılara rağmen, yükümlüklerini yerine getirmeyen Türkiye’ye karşı hem öfkenin doğmasına, hem de büyük bir güven probleminin oluşmasına sebep olur.

Bırakacağınız boşluğun birileri tarafından doldurulacağı kuralı ekonominin en temel kurallarından birisidir. Nitekim öyle de olur. Kısa süreli olsa bile Rusya pazarında  bırakılan boşluk, bir kısmı diğer üretici ülkeler tarafından doldurulur.  Rusya pazarı ise Türkiye gibi güçlü bir tedarikçiye karşı alternatif bir tedarikçi arama gerçeği ile yüzleşir.

Hiç şüphe yok ki, devletlerin bazı ürünler, özellikle de tarım ürünleri gibi stratejik değeri olan ürünler için kısıtlayıcı tedbirler alması mümkündür. Ancak bunların piyasa koşullarına uygun bir plan dahilinde;  üretim miktarı, iç pazar talepleri ve ihracat için kurulan bağlantıların dikkate alınarak yapılması ve özellikle ihracat gibi güvene dayalı ilişki ağına zarar verilmemesi gerekir.

Tüm bu geçmişte yaşanılan sorunlardan ders alınmamış olacak ki, iç pazarda yine enflasyonu düşürme kaygıları ile bir kısım önleyici tedbirler alma çabaları hiç eksik olmaz.

Tarım Kredi Kooperatifleri’ne market açtırma yolu ile iç pazarda ürünün fiyatını düşürme gibi gerçekçi olmayan yaklaşımlar bunlardan sadece birisidir.

Bir kere, Tarım Kredi Kooperatifleri çiftçinin dostu-ortağı yapılanmalar olmaktan çıkmış; çiftçi ile sürtüşen, çiftçinin sırtından alabildiğince para kazanmaya çalışan, kendisini sanayici zanneden oluşumlar haline gelmiştir. Çiftçi ile gönül bağı kuramayan Tarım Kredi Kooperatifi marketlerine çiftçilerin ürünlerini gönüllü getireceği, bu yolla aracıların ortadan kaldırılacağı, ürünün ise bol ve ucuz fiyata satılacağı düşüncesi hayalciliktir.

Turunçgil üretim bahçeleri büyümüş ve verimliği yüksek türlere dönüşmüştür. Bu ürünleri dalından hasat edecek, fabrikalara taşıyacak, işleyecek, ambalajlayacak ve ülkenin dört bir yanındaki pazarlara ulaştıracak mevcut bir dağıtım sistemi vardır. Yeni bir sistemi ne üretici çiftçinin, ne de Tarım Kredi Kooperatifleri’nin kurması mümkündür. Tarım Kredi Kooperatifleri dahi üretimi yapılan turunçgili, mevcut sistemi yöneten aracı kuruluşa başvurmadan tedarik etmesi mümkün değildir.

Bu durumda, Tarım Kredi Kooperatifleri’nin tarım ürünleri fiyatlarında ucuzlama sağlayacak bir pazarlama ağı kurması mümkün olmadığı gibi, açılacak mağazaların kurulum maliyetleri ve Tarım Kredi Kooperatifleri’nin görev zararları bize yeni vergiler olarak geri dönecektir.

Bu yöntem, pandemi döneminin ağır koşullarında bile bizlere aksatmadan ürün tedariki sağlayan tedarik zincirinin bazı bölümlerinde sadece aksamalara sebebiyet verecektir.

Kaynak : www.ciftcikulubu.net

Diğer Başlıklarımız

427 YORUMLAR

- Advertisement -spot_img

Haber Başlıkları