Geçmiş yıllarda ihtiyacının büyük bölümünü ithalatla karşılayan Türkiye, yüzde 77’ini kendisi üretir hale geldi. Üretimdeki artışta sera, örtü altı üretimin payı çok büyük. Yerli üretimle birlikte tüketim de artıyor.
Türkiye’nin muz üretimi artarken ithalat azalıyor. Üretim alanları da genişliyor. Mersin, Antalya, Hatay, Adana en çok üretim yapılan iller. Son dönemlerde Muğla, Manisa ve başka illerde de örtü altı muz üretimi yapılıyor.
Geçmiş yıllarda ihtiyacının büyük bölümünü ithalatla karşılayan Türkiye, yüzde 77’ini kendisi üretir hale geldi. Üretimdeki artışta sera, örtü altı üretimin payı çok büyük. Yerli üretimle birlikte tüketim de artıyor.
Yaşanan gelişmeleri olumlu görenler de var, plansız yatırımlar nedeniyle bir kaç yıl önce nar üretiminde olduğu gibi büyük sorunlar yaşanacağını düşünenler de var.
Pandemi sürecini en iyi değerlendiren illerden birisi Antalya oldu. Antalya tarım Konseyi, Antalya Ticaret Borsası ve Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü konularına göre farklı kurumların da katkıları ile tarım ile ilgili çok sayıda toplantı, eğitim semineri organize edildi. Üreticilere ve tarıma yatırım yapmak isteyenlere yönelik atölyeler zoom üzerinden düzenlendi.
Bu etkinliklerden birisi de geçen hafta 5-10 Nisan tarihleri arasında interaktif olarak düzenlenen “Muz E-Çalıştayı” oldu. Çalıştayda 10 ayrı oturumda 5’i yabancı 48 bildiri sunuldu. Bunların bir bölümünü izledim, notlar aldım. Gerçekten çok yararlı, yeri geldikçe sizinle de paylaşacağım çok önemli bilgiler edindim. Bütün oturumların sonunda genel bir oturum ile sonuçlar değerlendirildi. Çalıştayın bir sonuç bildirgesi ortaya çıktı. Ana hatlarıyla muz konusunda dünyada ve Türkiye’deki gelişmeler özetle şöyle:
Dünya muz üretimi ve ticareti
Bilinen en eski meyvelerden biri olan muz, dünyada 135 ülkede üretiliyor. Üretim miktarı olarak buğday, mısır ve pirinçten sonra 4.sırada. Meyveler arasında ve dünya bitkisel ürünler ticaretinde ilk sırada. Muz genellikle ekvator kuşağında yer alan gelişmekte olan ülkelerde yetiştiriliyor. Gelişmiş ülkeler ise ithalatçı konumunda. Uluslararası ticareti sürekli artış eğiliminde olan bir ürün.
Dünya muz üretimi 2019 yılında 116,8 milyon tona ulaşırken, 2029 yılında 132,6 milyon tona ulaşacağı öngörülüyor. Dünyada kişi başına muz tüketimi ortalama olarak 12 kilodur.
Muz üretiminde Asya ülkeleri ilk sırada yer alırken, Afrika, Güney ve Orta Amerika, Karayipler, Okyanusya, Avrupa ve Kuzey Amerika ülkeleri Asya’yı izlemektedir. Hindistan 2019 verileriyle 30,5 milyon ton ile ilk sırada ve dünya üretiminin yüze 26’sını karşılıyor. İlk beş üretici ülke dünya üretiminin yüzde 54’ünü karşılıyor.
2019’da muz üretiminin yaklaşık yüzde 21’i ticarete konu olurken, ihracat değeri 13,5 milyar dolardır.
Üretimde olduğu gibi ihracatta da yoğunlaşma var. Ekvador dünya muz ihracatının yüzde 22,6’sını, ilk beş ihracatçı ülke toplam dış satımın yüzde 60’ını gerçekleştiriyor.
Muz ithalatı yapan başlıca ülkeler ise sırasıyla Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Belçika, Hollanda, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya’dır.
Şirketlerin egemenliği azalıyor
Dünya muz ticaretinde uluslararası 4 firma, DoleFood, Chiquita, Fresh Del Monte ve Fyfess büyük paya sahip. Bu dört firmanın pazar payı 2002 yılında yüzde 62 iken 2017 yılında yüzde 45’e geriledi. Şirketlerin egemenliği azalıyor. Bunun nedeni ise Amerika ve Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere perakende mağazaların muz tedariklerini doğrudan daha küçük ölçekli toptancılardan veya üreticilerden sağlamalarından kaynaklanıyor.
Türkiye’de açık alandan seraya geçiş var
Ekvatora en uzak muz üreticisi ülke konumunda olan Türkiye’nin 2020 yılı muz üretimi 728 bin ton. Üretim alanı 111bin 544 dekar. Üretimde 2020 verileri ile 56 bin 500 dekar ve 405 bin ton ile Mersin ilk sırada. Antalya 51 bin dekar ve 297 bin ton üretimle ikinci sırada. Türkiye’de kişi başına tüketim yaklaşık 7 kilo, muzda kendine yeterlilik oranı yüzde 77’dir.
Akdeniz kıyı şeridinde özellikle açıkta yetiştirilen muz alanlarını arttırma olanakları sınırlı, bu nedenle muz üretimi daha çok örtü altı/seralarda yapılıyor. Antalya’da toplam tarım alanlarının yüzde 10’unda muz üretiliyor. Antalya örtü altı üretimin yüzde 29’una sahip. En çok yatırım yapılan ilçe Manavgat.
Örtü altında üretimde verim ve kalite açıkta üretime kıyasla daha yüksek. Dekara verim Mersin’de 7 bin 188 kilo, Antalya’da 5 bin 850, Hatay’da 5 bin 768, Adana’da 5 bin 56 ve Muğla’da 7 bin 794 kilodur.
Son 5 yılda büyük artış sağlandı
Muz üretim alanı son beş yılda yaklaşık 2 kat, verimi 0,4 kat ve üretim miktarı 2,5 kat arttı. Örtü altı üretim yaklaşık 3,5 kat artış kaydetti.
Verilen destekler ve krediler, bir yılda ürün alınabilmesi, yüksek verim, düşük işçilik muz üretiminin artışındaki en önemli unsurlar olarak görülüyor.
Özellikle 2014 yılında Ziraat Bankası’nın uygulamaya koyduğu yüzde 50 sübvansiyonlu yatırım kredisi teşvikleri ile örtü altı muz yetiştiriciliği ciddi ivme kazandı.
Muz üretiminde minimum sera büyüklüğünün küçük işletmelerde 3 bin metrekare, optimum sera büyüklüğünün 5 ile 10 bin metrekare, ticari anlamda üretim yapan büyük işletmelerde ise minimum sera büyüklüğünün 10 bin metrekare, optimum büyüklüğün 25 bin ile 50 bin metrekare olması öneriliyor.
Açıkta muz yetiştiriciliği riskler barındırdığı için örtü altı yetiştiricilik ön plana çıkıyor. Ancak, kontrolsüz örtü altı yetiştiriciliğinin ise belirli bir süre sonunda demir yığınlarının olduğu alanlara dönüşme riski var.
Muz üretiminde nispi karlılık örtü altı üretimde yüzde 152, açıkta yüzde 106 oranında olduğu ifade ediliyor.
İthalatın yüzde 93’ü Ekvador’dan
Türkiye’nin sofralık muz ithalatı 2020 yılında 164 bin ton olarak gerçekleşirken ihracatı 34 bin ton oldu. İthalatın yaklaşık yüzde 93’ü Ekvador’dan yapılıyor.
Yerli ve ithal muz karşılaştırıldığında yerli muzun raf ömrü kısa. Üreticiler ticari riskler ve güvensizlikler (kur değişimleri, para tahsilatı), kalite düşüklüğü, ambalajların niteliği, ithal muzla rekabet, aracıların kendi aralarında rekabeti, perakendeci grupların fiyat baskısı gibi sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Yıllık 60 bin ton kayıp olduğu ifade ediliyor. Organik pazarlamada problemler yaşanmaktadır.
Muz yetiştiriciliğinde nelere dikkat edilmeli?
Avantajları: Üretim fazlasının olmaması, fiyatının istikrarlı olması, dekardan alınan verimin dünya ortalamasının üzerinde gerçekleşmesi, işçilik masraflarının nispeten düşük olması, örtü altı yetiştiricilikte neredeyse yıl boyu üretim yapılabilmesi ve hastalıkların yaygın olmaması.
Dezavantajları: Üretim maliyetinin yüksek olması, ihracat rekabet üstünlüğünün olmaması, örtü altı yetiştiriciliğinin yapıldığı bazı lokasyonların iklim ve yetişme şartlarının uygun olmaması.
Üretici yapısı: Yaş ortalaması 48. Deneyim ortalama 18 yıl. Örtü altı üretim yapanların deneyimi daha düşük. Açıkta üretim yapan üreticilerin yüzde 23’ü, örtü altı üretim yapanların ise yüzde 53’ü tarım dışından ve emekli.
Tüketim ve pazarlama: Muz, her gelir seviyesinden insanların, tüketicilerin sofrasına giren bir ürün. Muzda markalaşma, coğrafi işaret ve izlenebilirlik konularında kayda değer bir gelişme yok. Açıkta yetiştirilen muzun koku, tat ve aroması ithal muza ve diğer bölgelerde yetiştirilenlere kıyasla daha üstündür. Muz tüccarlar, komisyoncular, tüccar-komisyoncular ve üreticiden az miktarda ürün doğrudan tüketicilere ulaşıyor.
Destekler: Muz üretiminde; iyi tarım uygulamaları, organik tarım, mazot ve gübre, toprak analizi, katı organik gübre, açıkta ve örtü altı biyolojik ve biyoteknik mücadele, çevre amaçlı tarım arazilerini koruma (ÇATAK) desteklerinde yararlanılmaktadır.
Yatırım maliyeti yüksek. Bu nedenle yatırımlar Tarım Bakanlığı, kırsal kalkınma destekleme fonları (IPARD) ve finans kuruluşlarınca destekleniyor. Özel finans kurumları ve kamu bankaları da muz yetiştiriciliğinde yatırım ve işletme kredisi sağlıyor. Ayrıca, faiz indirimli kredi ve hibe destekleri de sağlanıyor.
Yatırım kredileri, yeni sera kurulması, mevcut seraların büyütülmesi, bakımı ve onarımı, kurulu bir işletmenin satın alınmasına yönelik veriliyor.
Muz üretiminde açık alanlarda don, dolu, fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, sel ve su baskını riskleri, örtü altında dolu, fırtına, hortum, yangın, deprem, kar ve dolu ağırlığı, taşıt çarpması sel ve su baskını, enkaz kaldırma masrafı gibi riskler sigorta teminatı kapsamında.
Özetle, muz yetiştiriciliği yaygınlaşıyor. Üretim artıyor. Ancak, bu artışın ne kadar planlı olduğu tartışılıyor. Bir çok girişimci örtü altı muz yetiştiriciliği yapmak istiyor. Bu bir moda gibi yayılıyor. Yatırım yapılırken, su, iklim, pazar, maliyet gibi faktörler dikkate alınmalı. Nar üretimi de bir dönem moda şeklinde artmış ancak iyi planlanamadığı için sonu hüsran olmuştu. Dileriz aynı yanlışlar muzda yaşanmaz.
Muz E-Çalıştay’ının 23 maddelik sonuç bildirisi
1-Türkiye’de muz üretim maliyeti diğer ülkelere kıyasla daha yüksektir. Muz yüksek gümrük vergi oranları ile korunmaktadır.
2- Koruma olmadığında muz üretimi ithal muz ile rekabet edemeyecektir.
3- İthalat yurtiçi üretimi olumsuz etkilemektedir.
4- Muz üretiminde bilgi eksikliği, girdi fiyatları, kalite, pazarlama, etkinsiz üretici örgütlenmesi gibi sorunlar vardır.
5- Türkiye’de ticari muz yetiştiriciliğine uygun alanlar belirlenmeli.
6- Muz üretiminde su tüketimi çok yüksektir. Yoğun muz üretilen bölgelerde çok sayıda kuyu vardır. Bölgede yeraltı su kaynaklarının azalması söz konusu olabilecektir. Kontrolsüz, plansız ve eksik bilgi ile yapılan muz üretimi birkaç yıl sonra ekili alanların çoraklaşmasına ve verimsiz alanlara dönüşmesine neden olacaktır.
7- Örtü altı üretim iklim ve toprak açısından uygun değildir. Bölgedeki arazilerin doğal dengesinin bozulması olasıdır.
8- Sermayenin muz yetiştiriciliğine ilgisi artmıştır. Yatırımcı eksik bilgiye sahiptir.
9- Açıkta muz yetiştiriciliği riskler barındırmaktadır. Dolayısıyla örtü altı yetiştiriciliği ön plana çıkmaktadır. Ancak kontrolsüz örtü altı yetiştiriciliğinin büyümesi belirli bir süre sonra seraların terk edilmesine neden olabilecektir.
10- Örtü altı üretim açıkta muz üretimine kıyasla daha fazla dikkat gerektirir.
11- Muz üretiminin artması kaynak tahsisini bozmaktadır. Muz bölgenin doğal ürünleri ile (turunçgiller) toprak için rekabet etmektedir. Muz üretiminin artması bölgenin doğal ürünlerinin üretimini baltalayabilecektir.
12- Bazı kesimler muz üretiminin korunmasına devam edilmesi gereğini belirtmekte, bazı kesimler doğal dengenin bozulacağını belirtmektedir.
13- Bazı kesimler muz üretiminin bu hızla artırılmasını doğru bulmamaktadır.
14- Muz yetiştiriciliğiyle ilgi bir veri tabanı hazırlanmalı, sektörde yer alan üretici ve üretici adayları bilgilendirilmelidir.
15- Muz üretimi yapan bölgelerde uygun muz türleri tespit edilmelidir.
16- Örgütlü bir muz üretimi için bölgesel kooperatifleşme sağlanmalıdır.
17- Hollanda hem muz ithal ediyor hem de muz ihraç ediyor. Bunu kooperatifler mezat sistemlerinden yapıyorlar. İncelenmesi yarar sağlayacaktır.
18- Türkiye’de muz üretiminde AR-GE faaliyetleri öncelenmelidir. Doku kültürü ile yetiştiricilik sağlanmalıdır.
19- Nakliye koşullarına elverişli olmayan muz çeşitleri ticari anlamda farklı alanlarda değerlendirilmelidir. Bu alanlar muzlu içecekler (shake, frozen, smoothie) muz kolonyası, muz sabunu, muz cipsi, muz lifinden elde edilen ürünler olarak sayılabilir.
20- Guava, passiflora, pitaya, passifloralitchi, karambola, blacksapote, cherimoya gibi tropik meyve türlerinin Türkiye’de yetiştirilebileceği belirtilmiştir.
21- Muz üretiminde ciddi bir kadın emeği söz konusudur. İş sağlığı ve güvenliği, işçi hakları, kadın istihdam ve refahının iyileştirilmesi gibi konularda küresel bir standart sağlanmalıdır.
22- Muz işleme ve paketleme ile ilgili standart bir uygulama geliştirilmelidir.
23- Türkiye’de bulunan muz üreticilerin ülke iklim coğrafi yapısına uygun bir veri tabanı oluşturulmalıdır.
Kaynak : www.tarimdunyasi.net